Ankara’nın Kır Bahçesi
‘Doğa katliamları’ nedeniyle var olan tehditlerin birçok şehirde belli olan haritada, işaretli yerlerdeki tehditler ‘termik santral, HES ve baraj, maden, uranyum madeni ve nükleer atık, nükleer santral, orman ve yeşil alan kıyımı, RES tehdidi, endüstriyel kirlilik ve fabrika atıkları’olarak sıralandı.
Türkiye’nin Dünya Çevre Günü’nde kutlayabileceği bir şey olmadığını belirten Akatlı, “Türkiye’nin doğası tam anlamıyla vahşi bir talan ekonomisine teslim edilmiş durumda. Özellikle enerji, maden, ulaştırma ve inşaat sektörü Türkiye’yi yağmalıyor. Barajlarla ekosistem değişiyor, HES’lerle akarsular kuruyor, RES’lerle ormanlar kesiliyor, yollarla, havalimanlarıyla, köprülerle Türkiye’nin doğası talan ediliyor. Yaban hayatı ve hayvan hakları adına Türkiye bir adım ilerlemiyor. Kanun tekliflerimiz raflarda duruyor, Meclis’te gündeme gelmiyor, getirilmiyor” diye konuştu.
‘Doğa ve yaban hayatı koruma’da sondan dördüncü
Üniversitesi’nin 2015 “Dünya Çevre Performansı Endeksi”raporunda Türkiye’nin son iki yılda 33 basamak birden gerilediğini hatırlatan Akatlı, Türkiye’nin ‘Doğa ve yaban hayatı koruma’ kategorisinde 100 üzerinden 22.5 puan alarak 180 ülke içinde 177’nci olduğunu ve Irak, Suriye, Libya ve Haiti’nin gerisinde kaldığını belirtti.
‘İzmir’e özel bir vurgu yapmak gerekiyor’
Akatlı şöyle devam etti: “Türkiye 1990 yılına göre iklim değişikliği ve küresel ısınmayı artıran karbondioksit emisyonlarını yüzde 125 artırdı. Üstelik bu artıştan çok daha fazlasını 2030’a kadar yapmayı taahhüt etti. Uydu verileri, 14 yılda 178 bin hektar alanın ormanlaştığını, 333 bin hektarın orman kaybettiğini gösteriyor. Sadece İstanbul’da havaalanı, yol, köprü projeleri için kesilen ve kesilecek ağaç sayısı üç milyon. Türkiye’nin akciğerleri yok ediliyor.
Burada Ege bölgesi ve İzmir’e özel bir vurgu yapmak gerekiyor. İzmir endüstriyel atıklar ve buna bağlı kirlilikten termik santrale, HES ve baraj projelerinden RES’lere ve ona bağlı orman ve çevre talanına; balık çiftliklerinde kirletilen su kaynaklarına kadar onlarca çevre tehdidi ile karşı karşıya.”