Arabistan – İran krizi Ortadoğu kaosuna tuz biber ekti!
Suudi Arabistan’ın Şii din adamı Nimr Bekir en Nimr'i idam etmesinin ardından İran'dan gelen sert tepkiler devam ediyor. İran’ın başkenti Tahran’da bulunan Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nin göstericiler tarafından ateşe verilmesi ile daha da büyüyen olaylar sonrası Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyir pazar gecesi, İran ile diplomatik ilişkileri kopardıklarını ve İranlı diplomatların Suudi Arabistan'ı terk etmesi için 48 saat süre verdiklerini açıkladı. Dün de İran ile bütün ticari ilişkilerin bitirildiğini duyuran Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Suudi vatandaşlarının İran'a gitmesini de yasakladı. Suudi Arabistan, ayrıca İran'a yapılan uçak seferlerini iki yönlü olarak durdurduğunu açıkladı.
Şİİ-SUNNİ SAVAŞI ENDİŞESİ
Riyad'ın İran ile ilişkileri kesmesinin ardından Bahreyn ve Sudan da aynı adımı attı. Birleşik Arap Emirlikleri de İran ile ilişkilerin seviyesini düşürerek adeta ateşe körükle gittiler. Yıllardır adeta ateş çemberi olan Ortadoğu’da yaşanan son gelişme endişelere neden oluyor. Bölgede Şii-Sunni savaşı endişesi dile getirilirken başta Türkiye ve Rusya tarafları itidalli olmaya çağırdı.
Yaşanan bu krizi AjansHaber’e değerlendiren Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip, “Ne İran Suudi Arabistan’ın Büyükelçiliğinin yakılmasına izin vermeliydi, ne de Suudi Arabistan durup dururken kırkın üzerinde insanı bir çırpıda idam etmeliydi. Her ülkenin kaosa bir etkisi var dolayısıyla sorumlulukların bilinmesi lazım” dedi. Nakip, krizi çözme noktasında Türkiye’nin üzerine büyük görev düştüğünü de belirtti.
2016 yılının Ortadoğu için çok zor geçeceğini, yaşanan idam krizinin de gerilen havaya tuz biber ektiğini belirten Mahir Nakip’in yaptığı değerlendirme şu şekilde:
KÖRFEZ ÜLKELERİ SUUDİ ARABİSTAN’IN AĞZINA BAKIYOR!
Suudi Arabistan ve İran arasında yaşanan bu kriz kaygı vericidir. Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkiler zaten her zaman hassas dengeler üzerinde kuruluydu ve zaman zaman gelgitler yaşandı. Yaşanan gelişmeleri ve Körfez ülkelerinin İran’a karşı tutumunu değerlendirirken göz ardı edilmemesi gereken bir nokta var. Bütün körfez ülkeleri maalesef doğrudan Suudi Arabistan’ın ağzına bakıyor. Kimse kendi iradesiyle hareket etmiyor. Tüm bu ülkelerin kendi popülasyonları içerisinde belirli bir oranda Şii nüfus var. Özellikle Bahreyn’de yüzde 75 civarında bir Şii nüfusu var. Dikkat çekicidir ki Suudi Arabistan’ı destekleyen ilk ülkelerden biri Bahreyn oldu. Bahreyn’in bakanlar kurulu kompozisyonuna bakıldığında da Şii temsilcilere yer verilmediği de görülüyor. Tamamıyla Sünni veya Selefi çizgi üzerinde devam eden bir yönetim anlayışına sahipler. Tüm bu realitelerin bilinmesi gerekiyor.
HER ÜLKENİN KAOSA BİR ETKİSİ VAR
Her iki tarafta da bir kusur var. Sayın Numan Kurtulmuş’un dün yaptığı açıklama çok güzeldi. Her iki devleti de itidale davet etmek lazım çünkü her iki devlette de kusur var. Ne İran Suudi Arabistan’ın Büyükelçiliğinin yakılmasına izin vermeliydi, ne de Suudi Arabistan durup dururken kırkın üzerinde insanı bir çırpıda idam etmeliydi. Her ülkenin kaosa bir etkisi var dolayısıyla sorumlulukların bilinmesi lazım.
SUNİ BİR KRİZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Her iki ülke grubunda da bizim anladığımız tarzda çağdaş bir demokrasi anlayışı yok. Körfez ülkeleri tamamen emirlik krallık esasına göre, İran’da her ne kadar cumhuriyet görünüyorsa da neticede şeriata aykırı herhangi bir şey yapılamaz. Bence bu kriz suni olarak yaratılmış bir krizdir. İki ülkenin duygusal hareketlerinden kaynaklanan bir krizdir. Devam edebilecek bir krizdir. Hiç kimsenin ötekisine bir eyvallahı yok.
“TÜRKİYE’NİN ÜSTLENMESİ GEREKEN GÖREVİ RUSYA KAPMAK İSTİYOR!”
Burada Türkiye’ye düşen çok önemli bir rol var. Türkiye demokratik müesseseleri çalışan demokratik bir ülke. İdam kararını kaldırmış bir ülkeyiz. Dolayısıyla Türkiye çok güzel bir örnek teşkil etmektedir ancak bu örnek olma noktasında sadece nasihat verme yolunu değil, aynı zamanda model olma yolunda da adım atılması lazım. Üzülerek söylemek gerekirse iki ülke arasında arabuluculuğa soyunan ülke Rusya olacak. Türkiye bunu daha erken hissedip bu rolü üstlenmeliydi. Müslüman bir ülke iki Müslüman ülke arasında arabulucu olursa elbette ki atılan adımlar da daha sağlam olacaktır.
2016’DA DÜNYAYI KÖTÜMSER BİR TABLO BEKLİYOR
2016 yılı yaşanan bu gelişmeyle maalesef güzel bir başlangıç yapmadı. 2016 yılında ben üzülerek belirtiyorum ki dünyayı kötümser bir tablo bekliyordu bu da beklenmeyen bir gelişme olarak tuz biber ekti.
KÖRFEZ ÜLKELERİ ATEŞİN ÜZERİNE BENZİNLE GİDİYOR
Körfez ülkeleri durumu yatıştırmak yerine tabiri caizse ateşin üzerine benzinle gidiyorlar. Her devletin kendi bünyesinde bir mezhep problemi var dolayısıyla kimse o kesime siyasi bir pay vermek istemiyor. İran’daki durum da bundan çok farklı değil… Üzülerek söylüyorum ki tüm bu sıkıntıların kokusu 2016 yılında çıkacak gibi görünüyor.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Kaynak: AjansHaber