Başbakan Davutoğlu, Şeb-i Arus
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İslam'a ait söylemlerle, sembollerle Müslümanlara karşı tarihin en büyük savaşlarından birini yürüten DAEŞ gibi örgütler bahane edilerek, Müslümanlara darbe üstüne darbe vuruluyor" dedi.
Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen "Şeb-i Arus İstanbul 2015" programında yaptığı konuşmada, vuslatının 742'nci seneidevriyesinde Hazreti Mevlana'yı rahmetle yad ettiğini söyledi.
Bu güzel Şeb-i Arus merasimini düzenleyenlere, derneğe, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na, istanbul Büyükşehir Belediyesi ile katkı veren kuruluşlara ve sanatçılara da teşekkür eden Erdoğan, Mevlana Hazretleri'nin aşkını, coşkusunu, heyecanını yaşamak, daha da önemlisi onu anlamak üzere bir araya geldiklerini bildirdi.
Son dönemde Mevlana Hazretleri'nin ve onun emaneti olan eserlerinin, semasının turistik bir meta düzeyine indirgenmesi yönünde ciddi bir tehditle karşı karşıya olunduğunu dile getiren Erdoğan, "Bakınız, Mevlana Hazretleri Mesnevi'nin ikinci cildinin gecikişini anlatırken ne diyor. 'Biri aşıklık nedir diye sordu. Bizim gibi olursan anlarsın dedim. Aşk hesapsız sevgidir, onlar sever tamam da onu sevenler hani" ifadelerini kullandı.
Mesnevi'yi, semayı, Mevlana'yı anlamak için onun gibi olmaya çalışmak, onu sevmek gerektiğini dile getiren Erdoğan, Mesnevi'nin bir aforizmalar derlemesi olmadığını vurguladı.
Erdoğan, "Hazreti Mevlana'nın deyimiyle ruhlara cila olarak yazılmış bir ayet ve hadis tefsiri kitabıdır. Sema, görsel bir şölen değil, insanın ruhu ve bedeniyle tam bir teslimiyetle Rabbine yönelişinin ifadesidir. Mevlana Hazretleri'ni bu şekilde anlamayan, onu bu şekilde anmayan herkes büyük bir yanlışın içindedir. Bu tören dahil Mevlana'yı anma amacıyla düzenlenen tüm etkinliklerin, sema gösterilerinin bu anlayışla yeniden ele alınması gerektiğine inanıyorum. Yine Mevlana Hazretleri'nin o gönülleri kuşatan sözleriyle meramımızı anlatmaya çalışalım. Yaşlı, genç herkes altın peşindedir fakat avamın gözü sahtesini gerçeğinden ayıramaz. 'Bak kalp altına vurur şavkı saf altının, mihenk olmadan göz kararı altın seçme sakın mihengin varsa seç, yoksa yürü bir bilene kendini teslim et'. Kalp altınla yani sahte altınla gerçek altını ayırt etmesini bilecek göze sahip olacağız. Biz diyoruz ki ne mutlu mihengi ölçüsü olanlara, ne mutlu bu yolda kendini bilenlere teslim edenlere" diye konuştu.
- "At izi it izine karıştı"
"Bölgemizde tüm Müslümanlarla birlikte milletimiz bakımından da çok önemli, çok hayati gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz" diyen Erdoğan, asırlık sorunların, yeni ve daha karmaşık bir şekil alarak Müslümanlar aleyhine büyüdüğünü aktardı.
İslam dünyasının bir büyük imtihanla daha karşı karşıya olduğunu dile getiren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bir yandan mezhepçilik fitnesinin güçlendiğini görüyoruz, diğer yandan ise küçük çıkarlarını tarihi sorumlulukların önünde tutma anlayışından vazgeçemeyenlere üzüntüyle şahit oluyoruz. Bu emareler, içinden geçtiğimiz imtihanın başarılı bir yönde ilerlemediğine işaret ediyor. Mevlana Hazretleri diyor ki 'Koyunun kurttan kaçmasına şaşılmaz, şaşılacak şey koyunun kurda gönül vermesidir'. Maalesef hem ülkemizde hem de tüm İslam dünyasında kendi inancına, kendi medeniyetine, kendi varlığına düşmanlık edenlere gönüllü hizmet edenler bulunduğunu görmenin üzüntüsü içindeyiz. Suriye'de 400 bin masum insan katlediliyor, 12 milyon masum insan evinden, yurdundan ediliyor, 'Müslümanım' diyen birileri hala zalimin yanında yer almayı, zulmü teşvik etmeyi sürdürüyor. İslam'a ait söylemlerle, sembollerle Müslümanlara karşı tarihin en büyük savaşlarından birini yürüten DAEŞ gibi örgütler bahane edilerek, Müslümanlara darbe üstüne darbe vuruluyor. Hemen yanı başımızda Suriye'yi bombalayan bir ülkenin operasyonlarına bakıyoruz. Yüzde 10 oranında DAEŞ'i, yüzde 90 oranında içinde Türkmen kardeşlerimizin de olduğu ülkedeki rejim muhalifi diğer grupları yani Müslümanları hedef aldığını görüyoruz. Lütfen artık kimse kimseyi kandırmasın. Suriye'de DAEŞ bahanesiyle yürütülen güç mücadelesi, at izinin it izine karıştığı trajik bir oyuna, bir tiyatroya dönüştü. Herkes rol yapıyor, herkes rol çalmanın peşinde koşuyor ama ölen insanlar gerçek, ölen bebekler, çocuklar, ölen kadınlar, ölen ak sakallı ihtiyarlar gerçek. Yıkılan evler, okullar, ibadethaneler, tarihi eserler gerçek. Bombalar bambaşka hesaplar için atılıyor. Ama bunların patladığı yerde dökülen kanlar, kararan hayatlar var."
- "Terör terördür, hepsi kötüdür"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu'da, Güneydoğu'da Fatih Sultan Camisi'nin ateşe verildiğini ifade ederek, Kurşunlu Camisi'nin kurşunlandığını aktardı.
Okulların yakıldığını, ibadethanelerin aynı şekilde, öğretmenlerin terki diyar ettiğini kaydeden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bütün kardeşlerimiz oraları terk ediyor. Acaba bu teröristler bunu kim adına, niçin, hangi gayeyle yapıyor ve bunlar yeri geldiğinde de şunu söylüyor; 'Devlet yukarıdan helikopterle bombaladı' diyor Fatih Sultan Camisi'ni. Bu nasıl iş ki yukarıdan helikopterle bombalayacaksın, minare yıkılmayacak, kubbeler yıkılmayacak, alttan, yan taraftan kapılar ateş alacak. Kimi aldatıyorsunuz. Artık evet, bize uyanmak zamanı. Nasıl İslam adına hareket ettiği iddiasıyla ortaya çıkan DAEŞ, en büyük zulmü Müslümanlara uyguluyorsa, ülkemizde PKK, güneyimizde PYD ve YPG, bütün bunlar birbiriyle aynıdır, farkları yoktur. Terörün dini, milleti, ırkı, vatanı yoktur. Terör terördür, hepsi kötüdür."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak'ta, Suriye'de ve diğer ülkelerde DAEŞ denilen istismar aracının süratle ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek, "Aynı şekilde ülkemizin içinde de benim Kürt kardeşlerime en büyük eziyeti yapan, ülkemizin istikrarını tehdit eden bölücü terör örgütünü, en küçük bir müsamahaya izin vermeden devreden çıkarmak zorundayız. Bunu devreden çıkarıncaya kadar silahlı kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz, gönüllü köy korucularımız hep birlikte bu mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi.
Sinan Erdem Spor Salonu'ndaki "Şeb-i Arus İstanbul 2015" programına katılan Erdoğan, bölgedeki terör örgütlerinin, örtülü veya açık olarak aynı yerlerden, aynı kaynaklardan beslendiğini söyledi.
Bölgede güya terörle mücadele için yığılan silahların, terör örgütlerinin elinde birer ölüm makinesine dönüştüğünü dile getiren Erdoğan, bu meselenin, Türkiye ve tüm bölge halklarının bekası meselesi haline dönüştüğünü anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'ta, Suriye'de ve diğer ülkelerde DAEŞ denilen istismar aracının süratle ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, "Aynı şekilde ülkemizin içinde de benim Kürt kardeşlerime en büyük eziyeti yapan, ülkemizin istikrarını tehdit eden bölücü terör örgütünü, en küçük bir müsamahaya izin vermeden devreden çıkarmak zorundayız. Bunu devreden çıkarıncaya kadar silahlı kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz, gönüllü köy korucularımız hep birlikte bu mücadeleyi sürdüreceğiz" diye konuştu.
Türkiye'nin bir huzur ve refah ülkesi olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"78 milyon insanımızın refahına, huzuruna kastedenlere bu ülkede yer olmayacaktır. İşte o zaman yaşanan kötü gidişi tersine çevirme, yeniden huzuru, güveni, hakkı, adaleti tesis etme imkanına kavuşacağımıza inanıyorum. Bunu bölgemizdeki mezhep fitnecilerine rağmen yapacağız. Bunu ülkemizdeki terörist sevicilere rağmen gerçekleştireceğiz. Burada afaki bir projeden, ham bir hayalden bahsetmiyorum. Ecdadımızın bin yıl boyunca çok büyük mücadeleler sonucunda elde ettiği bu başarıyı bugün bizim yeniden tekrarlamamamız için hiçbir sebep, mani yoktur. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım."
- "Kimse bu vatan toprakları üzerinde operasyon yapamaz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunun için her yerde "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" dediğini anımsatarak, "78 milyon, tek bayrağı var. Bunun alternatifi olamaz. Şehitlerin kanlarından rengini almış, bağımsızlığı hilal ile taçlanmış, şehidimiz yıldızla sembolleşmiş tek bayrak. Ve 780 bin kilometrekarede tek vatan" şeklinde konuştu.
Kimsenin bu vatan toprakları üzerinde operasyon yapamayacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aksi takdirde dar ederiz. İşte şu anda Mehmetçiğimizin tüm o Cudi dağlarında yaptığı budur. Polisimizin tüm Doğu ve Güneydoğu'da yaptığı budur. Sonuna kadar köy korucularıyla beraber bu mücadele devam ediyor, edecektir. Türkiye bu yolu aştığında bölgemizde tüm kardeşlerimizin arkamızdan geleceğini biliyoruz. Ve tek devlet. Devlet içinde devlet olmaz. Öyle paralel devletmiş, paralel olmayan devletmiş asla. Tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bu kadar. Bizim kimsenin toprağında, ülkesinde, egemenlik haklarında gözümüz yoktur. Bugün Irak, Suriye, Libya'nın toprak bütünlüğünü Türkiye kadar samimiyetle isteyen, bu yolda gayret gösteren başka hiçbir ülke mevcut değildir. Biz sadece bu ülkelerle, kardeşlerimizle sahip olduğumuz müştereklerimiz çerçevesinde yol arkadaşlığı, iş birliği, güç birliği, kader birliği yapmak istiyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her gecenin bir sabahı olduğu gibi bu zor günlerin de bir sonunun mutlaka olacağını belirtti.
Mevlana Hazretleri'nin, "Zafer için yardımcısı Allah olmayan kişiye tavşan bile aslan gibi gözükür" dediğini aktaran Erdoğan, Müslümanların Allah'tan başka güvenecek, yardım bekleyecek, yaslanacak yeri olmadığına vurgu yaptı.
- "Tüm İslam alemi Türkiye'yi takip ediyor"
"Peygamberimiz, Hazreti Ebubekir Sıddık ile o mağarada oldukları, örümcek o mağaranın ağzını ördüğü anda müşrikler mağaranın kapısına gelmişlerdi. Ve Hazreti Ebubekir Sıddık o esnada telaşlanmıştı. Sevgili Peygamberimiz, o anda şu ayeti okuyor; 'La tahzen innallahe meana'. 'Korkma ya Ebubekir, Allah bizimle beraberdir'. Yine Mevlana Hazretleri diyor ki 'Allah sana bir el vermişse bir iş yap. Kazan da dostlarına yardımın dokunsun'. Bize düşen Allah'ın bize verdiği eli, ayağı aklı, fikri kullanıp, dostlarımıza yardımımızın dokunacağı güce, kuvvete, imkana erişmektir. Bunun için hep birlikte çok çalışacağız."
İslam aleminin Türkiye'ye baktığını, Türkiye'yi takip ettiğini dile getiren Erdoğan, "Bu bakımdan sorumluluğumuz çok büyük. Millet olarak hem kendimiz hem kardeşlerimiz ve hem tüm insanlık için süratle hedeflerimize ulaşmak, dostumuza güven, hasmımıza korku veren bir konuma gelmek mecburiyetindeyiz. Allah yar ve yardımcımız olsun. Bu vesile ile başta Mevlana Hazretleri olmak üzere tüm gönül sultanlarımızı bir kez daha rahmetle, minnetle tazimle yad ediyorum" ifadelerini kullandı.
- Notlar
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin "düğün gecesi" olarak nitelendirdiği ölümünün 742. yılı dolayısıyla Sinan Erdem Spor Salonu'nda bu yıl dördüncüsü düzenlenen Şeb-i Arus İstanbul etkinliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla gerçekleştirildi.
Etkinliğin sunuculuğunu Ertem Şener ile Necip Karakaya yaptı.
İzleyiciler arasında bir grup engelli de yer alırken, etkinlikte yapılan konuşmalar, söylenen ilahi ve şiirler, işitme engelliler için işaret diline çevrildi.
Taşkın Sabah Orkestrası eşliğinde sanatçılar Serkan Kaya, Yusuf Güney, Alişan, Kutsi, Erkam Aydar ve Sami Özer ilahi seslendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın salona gelişinde büyük coşku yaşandı.
Sanatçılardan Sami Özer, bir eser seslendirmesi için mikrofonu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bıraktı. Erdoğan, Segah Tekbir ve Salat-ı Ümmiye'nin ilk bölümünü seslendirdi.
Günün anısına Erdoğan'a, AdStation Yönetim Kurulu Başkanı Muhittin Palazoğlu, Arapça besmele yazılı hat levha hediye etti.
Programın son bölümünde Mehmet Fatih Çıtlak idaresinde mevlevi ayini yapıldı.
Etkinliği, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de izledi.
Kaynak: Ajanslar