8 yıl önce
PKK terör örgütünün son saldırılarının ardından düzenlenen operasyonlar, adeta örgütün belini kırdı. Yıllardır ‘girilemez’ denilen mağaralara girildi, yüzlerce terörist öldürüldü, binlercesi teslim oldu.
Öyle ki örgütün lider kadrosunun haberleşmesi bile bu etkin operasyonlar sonucunda darbe yedi. Bölge halkı da PKK’ya olan tepkisini açıkça dile getirmeye başladı.
TSK’nın PKK’ya yönelik bu operasyonlarını AjansHaber’e değerlendiren Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, TSK’da yüksek bir motivasyonun varolduğunu belirterek PKK’ya büyük operasyonun G20’den sonraki süreçte yapılabileceğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, şu değerlendirmelerde bulundu:
“ÇÖZÜM SÜRECİNİ KESİNTİYE UĞRATAN PKK”
Gerek seçim öncesi gerekse seçim sonrası şu ortaya çıkmıştır ki çözüm sürecini kesintiye uğratan PKK olmuştur. HDP de bu denklemi iyi okuyamadığı için, yani demokrasiye geçişte toplumsal bir konsensus sağlanamamıştır. PKK yine şiddete devam edince kamuoyu onu cezalandırmış ve bugünkü seçimde, 1 Kasım’da halk çözümün parlamentoda olması yönünde bir mesaj vermiştir. Ancak şu husus belirtilmelidir ki TSK terörle mücadelede verilen emirleri eksiksiz bir şekilde uygulamakta, hem askeri açıdan hem motivasyon açısından kararlı olduğunu göstermiştir.
“TSK’DA YÜKSEK BİR MOTİVASYON VAR”
Bugün en kötü hava şartlarında dahi gerek kara ve jandarma kuvvetlerimiz gerekse hava kuvvetlerimiz PKK’yı çok büyük bir kayba uğratmıştır. Hava Kuvvetleri Komutanı’nı yaptığı açıklamada 2100 hedefin vurulduğu belirtilmiştir 1 aylık süre içerisinde. Yine, Genelkurmay’ın yaptığı açıklamada ve Sayın Akar’ın bölgede yapmış olduğu denetlemelerde son derece yüksek bir motivasyonun hakim olduğu ve terörle mücadelede azimli bir şekilde operasyonların sürdüğünü görüyoruz.
OLMAZSA OLMAZLAR…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamaları dikkate alacak olursak Türkiye çözüm sürecinde yeni bir stratejik değişim içine girerek hem PKK’yı hem de Öcalan’ı devre dışı bırakmıştır HDP ile beraber. Yeni bir kardeşlik süreci başlatılmıştır fakat bu sürece cevap verecek olan yine PKK’nın kendisidir. İki tane olmazsa olmaz var. PKK’nın kayıtsız şartsız silahlarını bırakması ve silahlı unsurların Türkiye topraklarının dışına çıkmasıdır.
PKK’YA BÜYÜK DARBE G20’DEN SONRA
Sayın Başbakan’ın yapmış olduğu açıklamaya baktığımız zaman Türk Silahlı Kuvvetleri aynı zamanda IŞİD’le mücadelesini sürdürmekte ve PYD’ye verilen desteği hoş karşılamadığını da müttefiklerine ifade etmiştir. Benim gördüğüm kadarıyla orta vadede ki bu G20 zirvesinden sonra olacak, PKK’nın daha da sıkışacağını düşünüyorum. Zira, Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu’nun Erbil’e yapmış olduğu ziyarette Barzani ile de bir mutabakat sağlandığı görüldü. Dolayısıyla Kuzey Irak ve Kuzey Suriye bölgesine kadar olan bölgede TSK’nın daha etkin bir mücadele tarzı uygulayacağını söyleyebiliriz.
KIŞ GELMEDEN OPERASYONLAR ETKİN BİR ŞEKİLDE SÜRMELİ
Burada Türkiye terörle mücadelede tam kararlıdır. Jandarma ile birlikte mücadelesini sürdürmektedir. Kış gelmeden bu operasyonların etkin bir şekilde olması terörün büyük bir darbe alacağını göstermektedir. Ben burada sadece askeri çözümün yeterli olmayacağını düşünüyorum. Siyasi çözümün mutlaka bir konsensüsle olması gerektiğini düşünüyorum.
PKK’NIN KOBANİ’YE YÖNELMESİ
(PKK’nın Kobani’ye yönelmesiyle ilgili olarak) Kobani diye bir yer kalmadı. Yerle bir oldu. Bir takım gruplar o tarafa geçiş içerisinde PYD’nin çağrısına uyarak. Burada iki husus var. Suriye’deki Kürtlerin de Irak’taki Kürtlerin de en büyük garantörü Türkiye Cumhuriyeti ve onun kahraman TSK’sıdır. Dolayısıyla bunlar taktik hareketleridir. Kobani ya da başka bir yer neresi olursa olsun Türkiye kendisine gelecek tehditlere karşı koyabilecek güçtedir ve kendi istihbaratı ile de bu hareketleri izlemektedir. Gerektiğinde bu operasyonlar da gerçekleşir. Türkiye stratejisini geri dönülmez bir şekilde ortaya koymuştur.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Kaynak: AjansHaber