4 yıl önce
Hepimizin bildiği bir yer gökyüzünden bakıldığından gizemlerle dolu bilinmeyen bir yere dönüşebiliyor. Hayran kaldığımız alanların kuşbakışı çekimleri, gözlerimizi bir kez daha kamaştırıyor. Drone çekimleri ile manzara fotoğrafçılığına yeni bir soluk getiren Aslan Özcan, çektiği enfes fotoğraf ve videolarla takipçilerine bu duyguları yaşatıyor.
“Başka bir alanla ilgilenmedim. İlk DSLR makinemi aldığım 2010 yılından beri manzara çekimi yapıyorum. Ülkemde gidilmedik, çekilmedik bir yer kalmasın istiyorum.” diyen Aslan Özcan, drone ile yaratıcılığını konuşturuyor. İsviçre dağlarından, Belçika sokaklarına, Diyarbakır’daki hanlardan İstanbul Boğazı’na kadar renkli görseller yakalayan fotoğrafçı, çekimleri öncesi oldukça kapsamlı hazırlık yapıyor.
Aslan Özcan; “Fotoğrafçılığın farklı dalları var. Moda fotoğrafçılığında dikkat etmeniz gereken parametre ile manzara fotoğrafçılığındaki oldukça farklıdır. Manzara fotoğrafçısı olarak ben, bir saniyelik görüntüyü yakalamak için bazen aylarca hazırlık yapıyorum” diyor. Halkla İlişkileri Bölümünden mezun olan 34 yaşındaki fotoğrafçı, mesleği için yolları aşındırıyor.
Manzara fotoğrafçılarının yerleşim düzeni olmadığını belirten Aslan Özcan, hayatının büyük bölümünü seyahatle geçiriyor. Doğa ve tarihi yer çekimleri ile birlikte kısmen sokak fotoğrafçılığı da yapan Özcan, kültürel motifleri oldukça başarılı yansıtıyor. Fotoğrafçının özellikle yöresel nitelikli fotoğrafları, takipçilerine huzur veriyor.
24 yıldır fotoğraf ile uğraşan Aslan Özcan, Türkiye’nin önemli ajansları ile birlikte çalışma yürütüyor. Mustafa Ceceli’nin konserlerine drone çekimleri ile renk katan fotoğrafçı, birçok kültür ve turizm dergisine de fotoğraf hazırlıyor. Dergi kapaklarını süsleyen Özcan, sosyal paylaşım sitelerini de aktif kullanıyor. Instagram, Facebook ve Youtube’da kendi adıyla açtığı hesaplar milyondan fazla görüntüleme alıyor.
Aslan Özcan fotoğraflarının insanın içine işleyen yanı elbette ödülsüz kalmıyor. 2010 yılı ile başlayan profesyonel çekimleri, manzara fotoğrafçılığı alanında dereceye giriyor. Önemli olanın ödül olmadığını belirten fotoğrafçı; “Ben manzara fotoğrafçılığını özümsedim. Örneğin Galata Kulesi’ni çekerken sadece bir görüntü yakalama amacıyla hareket etmiyorum. Günler öncesinden mantalite olarak da hazırlanıyorum. Tarihini okuyorum. Günlerce dolaşıyorum. Uzun uzun izliyorum. Kendimi hazır hissedersem çekime başlıyorum” diyor.