‘Erdoğan’ın maceracılığı ülkeyi yıkıma sürükleyebilir’
Stone yazısına, Türkiye'nin dış politikasındaki agresifliğin nispeten yeni bir tavır olduğunu, bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2009'da Davos'ta o dönemki İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez'e yaptığı çıkışla başladığını belirterek başlıyor.
BBC Türkçe’nin çevirisine göre, makalede Erdoğan'ın, bu tavrın kendisine Türk iç siyasetinde ve Arap dünyasında getirdiği destek ile Suriye'ye değişim getirmek istediği, sonunda Rusya'nın savaş uçağını düşürerek daha önce hiç benzerini yaşamadığı bir durumla karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi boyunca izlediği dış politikanın kısa bir özetinin de yapıldığı makale şöyle devam ediyor:
“Türkiye uzun yıllar boyu Mustafa Kemal Atatürk'ün 'yurtta sulh, cihanda sulh' sözüyle paralel olarak sağduyulu bir dış politika izlemişti. Modern Türkiye'nin en önemli şahsiyetlerinden Turgut Özal da bu geleneği sürdürdü. Özal dindar bir geçmişe sahipti, ama din üzerine fazla gitmenin gerçek bir sorun yaratacağını biliyordu. (…) Özal öldüğünde ardında bu politikasını sürdürebilecek muhafazakar bir blok bırakmadı. Onun yerine şu an, tüm gücü elinde tutan Erdoğan'ın lideri olduğu, dindar nesiller yetiştirmeyi görev edinmiş, dindar bir AKP var.”
‘IŞİD'İN TÜRKİYE'DEN YARDIM ALDIĞI AŞİKAR’
Stone, yazısında Moskova'nın Türkiye'nin IŞİD'le işbirliği yaptığına dair iddiasını da destekliyor.
"Erdoğan'ın önceliği (Suriye lideri) Beşar Esad'dan kurtulmak olduğuna göre, IŞİD'in Türkiye'den yardım aldığı çok aşikar" diyen Norman Stone, Erdoğan'ın şimdiye kadar oldukça başarılı olmuş olan bu maceracılığının artık ülkeyi yıkıma sürükleyebileceği yorumunu yapıyor.
"Erdoğan sarayında otururken, kendisini Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden canlandıran kişi olarak görüyor" diyen Stone, Rusya'ya meydan okumanın 16. yüzyıldaki kadar kolay olmadığını ifade ediyor.
‘ÖLDÜRÜCÜ DARBELER BATI’DAN DEĞİL DOĞU'DAN GELİR’
Makale şöyle devam ediyor:
"Erdoğan, geleneksel Türk dış politikasından uzaklaşırken öldürücü darbelerin Batı'dan değil Doğu'dan geldiğini unuttu. İran ve Suriye'nin 19. yüzyılda iki kez İstanbul'a kadar ilerlemişti. Şimdi Batılı güçler IŞİD karşısında Esad'ı desteklemek için Rusya ile iş birliği yapmaya hazır görünüyor. Bu, diğer bir deyişle Türkiye'nin yalnız kalabileceği anlamına geliyor".
'RUSYA’YI PROVOKE ETME’
"Türkiye'nin planı Rus jetini düşürerek Rusya'yı provoke etmek ve karşılığında ABD'yi Suriye'de uçuşa yasak bölge ilan edilmesine zorlamaya mı çalışmaktı?" diye soran Stone, Anadolu'da kendisini destekleyen seçmenin ‘kışın soğuğunu’ hissetmesiyle birlikte, bu son adımın Erdoğan'ı düşürecek bir adım olup olmadığını sorguluyor.
Makale şu cümleyle son buluyor: "Türkiye'nin lideri için öğrenilmesi gereken tek bir ders varsa o da şu: Rusya'yı provoke etme!"