Köprüler yıkıldı, gemiler yakıldı
İşte gündeme damga vuran o yazı;
Bu ülkenin en iyi teknik direktörü ile en iyi futbolcusu papaz olmuş, medya üzerinden temkinli ama tam gaz savaş içindeyse; üzülürüz tabi...
Nadir ve dolu “testilerimizden” hiçbirinin kırılmasını istemeyiz. Üstelik birbirlerine çarpa çarpa... Onlar bizim milli üretimlerimiz!.. Yerine koyamayacağımız değerlerimiz.
Ama savaş alanı Milli Takımsa, gırtlağımıza kadar olayın içindeyiz hepimiz. Tarafı da oluruz, yargıcı da.
Biz, TC kimliği taşıyanlar... Milli Takım’ın forma renginden primlerine, hocasından yıldızına, ümitlerinden kavgasına her meselesinde yetki ve sorumluluk sahibiyiz çünkü.
Tıpkı zaferlerinde sokaklara dökülüp kutladığımız, onları başımıza koyduğumuz gibi...
Hem bir şey söyleyeyim mi?..
Bizi kolumuzdan tutup, hiç yoktan yarattıkları, yönetmeyi beceremeyip, çözemedikleri kavganın içine sürükleyen Fatih Terim ile Arda Turan’ın ta kendisi.
Evet... Onların davetlisiyiz aralarındaki kavgaya!
Fatih Hoca “halka havale etmedi mi” başta Arda Turan kadro dışı bıraktıklarını?
Arda Turan, İspanya’dan kamuoyuna şikayet etmedi mi Fatih Terim’i?
Bitmedi...
İkisi de sorunun çıkış nedenini devlet sırrı gibi saklarken diğerinin hatalı olduğuna inanmamızı istemiyor mu?
Resmen taraf olmamıza çalışıyorlar!
Resmen yargıç cübbesi koyuyorlar sırtımıza...
Ve delilleri deli gibi gizliyorlar... Kim kime ne yapmış da başlamış gerilim? Kim altına odun atmış? Kim milli takımdan önce kendi egosunu ve cüzdanını düşünmüş, belli değil.
Sadece “çözün” diyorlar... Aslında içinden çıkamayalım, mesele arazi davasına dönsün amacındalar.
Neden?.. Kendileri geri adım atmamış olacaklar; burunlarını yerden bize aldıracaklar!
Açık söylüyorum; ben bıktım kabahatin kimde olduğunu bile bilmediğim bir davanın önüme sürülmesinden.
Eli kulağındadır; vatandaş da bıkacaktır.
Artık Milli Takım’ın alacağı sonuçlara göre ara sıra gündeme gelir o kadar.
Çünkü bundan sonra Arda Turan ile Fatih Terim asla Ay-Yıldız’ın altında birlikte olamazlar...
Evet... Büyük konuşuyorum...
Asla!..
Peki günün birinde Riva’da yan yana görürsek?..
Onlar “bildiğimiz” Fatih Terim ile Arda Turan olmayacaklar ki!
İkisi de Cumhuriyet tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşayan bu halkı boş yere meşgul etmiş, sanki derdi yokmuş gibi bir de çıkardıkları marazanın çözümünü halkın sırtına yüklemiş, olayın kariyerlerini ve popülaritelerini etkileyecek yöne gittiğini görünce hiçbir şey olmamış gibi öpüşüp koklaşma yolunu tercih etmiş insanlardan değildir çünkü.
Biz öyle biliriz kendilerini...
Köprüler yıkıldı, gemiler yakıldı.
Fatih Terim ile Arda Turan düğün, cenaze, nikah dışında yan yana olamaz artık.
Benim bildiğim Terim, Arda Turan’ı Milli Takım’a davet etmek zorunda kalacağına Milli eşofmanı çıkarmayı, Arda Turan ise Ay-Yıldız’ı giymek için Terim’in görevi bırakmasını tercih edecektir bu saatten sonra.
Ha... Kimseye de “çağırsaydı giderdim” demesin Arda Turan.
Somut gerçekleri anlatmak yerine futbolcusunu halka şikayet eden Terim’i halka şikayet ederek “Milli Takım’a çağırılmama” cezasını müebbete çevirmiştir.
Ya da Terim Milli Takım’da olduğu müddetçe diyelim.