6 yıl önce
Konuya giriş yapmadan önce ilk olarak "Doktrin nedir" ona bir bakalım. Doktrin diğer adıyla öğreti, belirli bir konuyla alakalı olarak bilimsel bir görüşle, aynı hedef ve ilkeler doğrultusunda ortaya atılan düşünceler, olarak ifade edilebilir.
"İnanmak", "derin düşünmek" fiilinden türetilmiş bir kelimedir. Latince "Doceo" olan kökü, Fransızca'ya "Doctrine" oradan da dilimize "Doktrin" olarak geçmiştir. "Doktor" ile aynı kökten gelmektedir.
Kısacası, siyasi fikirlerin felsefi biçimde değil, herkesin anlayabileceği, açık sözlerle ifadesidir diyebiliriz.
ABD Başkanı Harry Truman döneminde yayınlandığı içinde bu doktrine Truman Doktrini denilmiştir.
Truman Doktrini, Amerika ile Sovyet Rusya arasında oluşan gerilimin en üst seviyeye ulaştığı dönemlerde ortaya çıkmıştır. Dönemin ABD Başkanı Harry Truman tarafından hazırlanan bu plan 1947 yılında yayınlanmıştır. Doktrinin temel özelliği Sovyet tehdidine karşı hazırlanmış olmasıdır.
Truman Doktrini'nin diğer bir özelliği ise ABD'nin uluslararası politikasının değiştiğinin göstergesi olmasıdır. Planın yayınlanmasının ardından ABD, "Sovyet karşıtlığı" politikayı ön planda tutmaya başlamış ve bu yeni politikada temel esasın "Sovyet Rusya'yla mücadele" olduğunu ilan etmiştir.
Bu doktrin ile Amerika Birleşik Devletleri "komünizm tehdidi" altında bulunan ülkelere mali ve askeri yardım yapacağını ilan etmiştir.
Almanya'nın çökmüş olması, II. Dünya Savaşının devam ettiği dönemde arka plana atılmış olan düşmanlıkları yeniden su yüzüne çıkardı. Almanya cephesine karşı Sovyetler ile bir cephede yer almak durumunda kalan Amerika ve İngiltere, Bolşevik Devrimi'nin ilk günlerinden beri komünizme düşman bir tavır sergilediler. Hatta başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşının sona ermesinin ardından Bolşeviklerle mücadele eden Çarlık yanlısı Rusları desteklemiş ve bu amaçla Vladivostok, Murmansk ve Archangelsk limanlarına asker çıkarmışlardı.
2. Dünya savaşını sona erdiren olayların başında gelen Amerika'nın Japonya'ya Atom bombası atması olayı, sadece Japonya'nın teslim olmasını sağlamamış aynı zamanda Amerika'nın askeri gücünün de ne kadar güçlü olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Bu iki saldırıyı Sovyetler'e yönelmiş bir tehdit olarak algılayan Stalin, Batı ile arasında kendisine bağlı uydu devletler kurarak bir "tampon bölge" oluşturmak istiyordu. Bu ilke Sovyetler'in savaş sonrasında Doğu Avrupa politikasının temelini oluşturmuştur.
Bu temek prensiple Sovyetler'in "komünist ideolojiyi" yaymayı amaçlaması ve Doğu Avrupa'da komünist uydu-devletler kurmaya girişmeye başlaması Amerika'da büyük korkuya neden olmuştu. Bundan dolayı 1947 yılından başlayarak Amerika dış politikasının temel gayesi komünizm ile mücadele olmuştur.
Truman Doktrini’ni hızlandıran başlıca neden, Sovyetler’in güneye doğru yayılmasıdır. Yunanistan’da komünist gerillalarla zayıf merkezi hükümet arasında başlayan iç savaş, Truman Doktrini’nin ilan edilmesini hızlandırmıştır.
12 Mart 1947’de gerçekleştirilmiş olan Kongre’de dönemin ABD Başkanı Harry Truman, kendi ismiyle anılmaya başlayacak olan bu doktrini açıkladı.
Truman'a göre Sovyetler'in uydu devletleri oluşturma politikasının önlenebilmesi için ilk olarak komünizm ile silahlı mücadele veren ve komünist devletlerin baskısı altında bulunan devletlere mali ve askeri yardım yapmalıydı (Burada kastedilen ülkeler Yunanistan ve Türkiye’dir).
Bunun için Kongre’den 400 milyon dolar kullanma izni istedi. Kongre’nin 22 Mayıs’ta bu isteğini kabul etmesiyle birlikte Türkiye’ye 100 milyon, Yunanistan’a ise 300 milyon dolar yardım gerçekleştirildi.
Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, İsmet İnönü'de ABD'den askeri destek istemişti. İstenilen desteği karşılamaya hazır olduğunu ifade eden ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı fakat karşılığında Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesi ile Milli Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve Köy Enstitüleri gibi Sovyetler'den esinlenmiş uygulamaların kaldırılmasını talep etti.
Truman Doktrini’nin açıklanmasının ardından özellikle Yunanistan cephesinde birçok olumlu gelişme yaşandı. Bunun Yunanistan için en önemli sonucu ise Yunan İç Savaşı’nın gidişatını değiştirip, merkezi hükümetin komünistler karşısında galip gelmesini sağlamış olmasıdır. Bununla birlikte Soğuk Savaş’ta ki ilk silahlı mücadelelerin birinden Batı Bloku galip ayrılmış oluyordu.
Truman Doktrini, açıklanmasının ardından gelecek olan Marshall Planı’na öncülük etmiş ve doktrinin başarısı Marshall Planı’nın hazırlayıcısı olmuştur.
Sembolik Sonuçları
Truman Doktrini ile ABD, geleneksel dış politikasını değiştiriyor ve I. Dünya Savaşının ardında takıldığı tutumunun aksine dünya siyasetinde aktif bir rol üstleniyordu.
Kaynak: bilgiyagmuru.com