4 yıl önce
Dünyamızın da içinde bulunduğu uzay, BigBang patlaması ile oluşmuş ve yaklaşık 13.8 milyar yıl önce bu süreç başlamıştır. 20. yüzyıla kadar bilginler, düşünürler, evreni statik yani durağan bir model şeklinde tanımlamışlardır. Oysa zaman içerisinde Belçikalı bilgin Lamarite ve Edwin Hubble, bu konuda önemli buluşlar yapmış, bu buluş sayesinde evrenin genişlediği öğrenilmiştir. Arka planı ışıması dediğimiz evrenin her yerinden homojen şekli ile dünyamıza ulaşan radyo dalgaları, adeta büyük patlamanın fosili kabul edilmektedir. Bununla beraber uzaktaki galaksilerin giderek tayfının kızıla doğru kayması, bu galaksilerin bizden uzaklaştığı anlamına gelmektedir.
Adeta filmi geriye doğru saran insanların, uzay hakkında bilgiler ve ince hesaplarla birlikte, 13.8 milyar yıl önce büyük patlamayı keşfetmesi mümkün olmuştur. İçinde bulunduğumuz güneş sistemi ve güneş sisteminin de içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi, yüz milyarlarca galaksi den sadece biridir. Her bir galakside yüz milyarlarca yıldız olduğunu düşünecek olursak, uzayın gerçekten çok büyük olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Uzayda Hayat Var Mı?
Yıllardan beri insanları en çok meşgul eden sorunlardan biri de uzayda hayat var mı sorusu olmuştur. Uzay hakkında bilgiler konusunda araştırmalar devam ederken, ne yazık ki uzayın çok büyük olması sebebiyle bu araştırmaların çoğu uzaktan yapmak durumundayız. Güneş sistemi içerisinde bulunan ve yaşama müsait elverişli olan gezegen sadece dünya. Bununla birlikte Jüpiter ve Satürn'ün gibi büyük gezegenlerin uydularında da hayat olup olmadığı araştırılmaktadır. Dünyamızın Güneş’e olan uzaklığı ve aynı zamanda atmosferinin olması, bununla beraber su bulundurması hayat standartları için ideal bir sonuç oluşturmaktadır.
Rakamların açıklayacağından çok daha fazla sayıda yıldızın bulunduğu uzayda, başka gezegenlerin de hayat için müsait bir yapıya sahip olduğunu tahmin etmek güç değildir. Uzay hakkında bilgiler ve bu bilgilerin detaylarını incelediğimizde, özellikle uzayda farklı yaşam formlarının olabilme ihtimali de mevcuttur. Eğer bu yaşam formları bize neden ulaşamıyor dersek, her şeyden önce mesafe gerçekten burada oldukça büyük sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Andromeda Galaksisi yani bize en yakın galaksinin bile iki buçuk milyon ışık yılı uzaklığında olduğunu düşünecek olursak, gerçekten ulaşım oldukça zor görünüyor.