YENİ YILDA DÜNYA GÜNDEMİNDE NELER VAR?
Suriye’deki iç savaş, DAEŞ sorunu, Ortadoğu’daki gelişmeler ve terör olaylarının 2016’da da dünya gündeminin ön sıralarında yer alması bekleniyor. Ancak dünya, 2016’da önemli seçimlere de sahne olacak. ABD yeni başkanını seçerken, Birleşmiş Milletler’de de Genel Sekreter Ban Ki-mun’un dönemi sona erecek.
Bölgesinin en önemli aktörlerinden biri kabul edilen Türkiye, yeni yılda önemli uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapacak.
Bu çerçevede Türkiye, 1 Ocak’ta Küresel Göç ve Kalkınma Forumu’nun (GFMD) dönem başkanlığını Bangladeş’e devredecek ancak 2016 yılında GFMD Troikası’nda yer alarak göç ve kalkınma bağlantılı tüm güncel konu ve sorunların küresel düzeye taşınması ve somut çözüm üretilmesine aktif katkılarda bulunmaya devam edecek.
Türkiye, şubat ayında Somali Yüksek Düzeyli Ortaklık Forumu’nun, 10-15 Nisan’da da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 13. İslam Zirve Toplantısı’nın ev sahibi olacak. "Çiçek ve Çocuk" temalı Botanik EXPO fuarı da, 23 Nisan - 30 Ekim arasında Antalya'nın Aksu ilçesinde gerçekleştirilecek.
İSTANBUL DÜNYA ENERJİ KONGRESİNE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK
BM Dünya İnsani Zirvesi, 23-24 Mayıs’ta İstanbul’da toplanacak. Uluslararası insani hukuk, insani müdahale ve yardımlar alanında geleceğin gündemini belirleyecek zirvenin aynı zamanda bu alanda uluslararası hukuku ve uygulamayı güçlendirici norm oluşturması hedefleniyor. BM Genel Sekreteri Ban, zirvenin İstanbul’da yapılmasına karar verilmesinde, İstanbul’un tarihsel özelliklerinin ve lojistik yeteneklerinin yanı sıra Türkiye’nin özellikle insani alanda uluslararası, bölgesel ve ulusal düzeyde sağladığı önemli katkıların rol oynadığını vurgulamıştı.
İstanbul, 9-13 Ekim’de de 23. Dünya Enerji Kongresi’nin ev sahipliğini üstlenecek.
TÜRKİYE'NİN AB SÜRECİ
Türkiye ile AB arasındaki üyelik görüşmeleri, 2016’da devam edecek. 17. faslın 14 Aralık’ta açılmasının ardından geriye kalan, "enerji", "yargı ve temel haklar", "özgürlük, adalet ve güvenlik", "eğitim ve kültür" ve "dış, güvenlik ve savunma politikaları" olmak üzere 5 faslın açılması konusunda AB ile müzakereler sürecek.
Geri Kabul Anlaşması’nın haziran ayında devreye girmesi, vize muafiyetinin ise ekim ayında başlaması öngörülüyor.
Türkiye-AB Ortak Eylem Planı'nın hayata geçirilmesiyle göç krizine çözüm aranacak. AB'nin plan çerçevesinde sığınmacılara sağlayacağı 3 milyar avroluk katkı bekleniyor.
Ayrıca, 2016 yılında, Gümrük Birliği güncellemesi müzakereleri yürütülecek. Buna, tarım, hizmetler ve kamu alımları dahil olacak. Bu çerçevede, AB ile yaklaşık 300 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşılması hedefleniyor.
AB dönem başkanlığını yılın ilk yarısında Hollanda, ikinci yarısında da Slovakya devralacak.
KIBRIS SORUNU 2016'DAN ÇÖZÜM BEKLİYOR
KKTC’de Mustafa Akıncı’nın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından mayıs ayında yeniden başlayan Kıbrıs müzakereleri, 2016 yılından çözüm bekliyor. Mayıs ayından bu yana birçok kez bir araya gelen Akıncı ve Rum lider Nikos Anastasiadis, 2016’nın çözüm yılı olacağından umutlu. Liderler, 7, 14 ve 29 Ocak’ta yeniden görüşecek.
Müzakere masasında tarafların anlaşmaya varması halinde Kıbrıs'ta referandum yapılması olası gözüküyor. Liderler, Güney Kıbrıs Rum kesiminde mayısta yapılacak genel seçim öncesi referanduma gitmek istiyor. Referandumun ilkbahara yetişmemesi durumunda sonbaharda yapılması öngörülüyor.
İSRAİL İLE GÖRÜŞMELER
Abluka altındaki Gazze'ye yardım malzemesi götüren Mavi Marmara gemisinin 31 Mayıs 2010'da uluslararası sularda İsrail askerlerinin saldırısına maruz kalması ve olayda 10 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından bozulan ikili ilişkilerin, Türkiye'nin daha önce duyurduğu çerçevede normalleşmesi için taraflar arasındaki görüşmeler devam edecek.
SURİYE, 2016'DA DA DÜNYA GÜNDEMİNİ BELİRLEYECEK
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Suriye’de beşinci yılına giren ve 250 binden fazla kişinin yaşamını yitirmesine neden olan iç savaşı sona erdirmek amacıyla 18 Aralık’ta siyasi geçişe ilişkin somut takvim öneren ilk kararını oy birliğiyle kabul etmesi, bölge için umut kaynağı oldu.
Suriye, iç savaşın beşinci yılında, rejim güçleri, ılımlı muhalifler, terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD ve DAEŞ arasında fiilen dörde bölünmüş durumda.
İran, rejim ordusuna kara gücü takviyesinde bulunurken, Rusya 30 Eylül'de ülkede "terörle mücadele" bahanesiyle hava saldırıları düzenlemeye başladı. Ancak Esed rejimi, Rusya'nın havadan, İran'ın karadan desteğine rağmen topraklarının yaklaşık yüzde 16'sını kaybetti. Terör örgütü DAEŞ ise kontrol ettiği toprakların yüzde 14'ünü yitirirken, PYD'nin kontrolündeki bölge ise üç katına çıktı.
Rusya'nın hava saldırılarının terörist unsurları değil, ılımlı muhalifleri ve sivilleri hedef aldığının kısa sürede anlaşılması üzerine de Kremlin yönetimi, Batı'nın eleştiri oklarının hedefi oldu. Rejim ve muhalifler arasında başlayacak müzakerelerde rejimi masaya olabildiğince güçlü oturma niyetindeki Rusya, eleştirilere rağmen saldırılarını sürdürdü.
Rusya diğer yandan da Suriye'deki krizin siyasi çözümü için diplomatik çabalarına da hız verdi. Esed rejimine yakın "sözde muhalif" gruplar, ocak ve mayıs aylarında Kremlin'in davetiyle Moskova'da toplandı. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD'li mevkidaşı John Kerry arasında 23 Ekim'de Viyana'daki toplantıyı, 30 Ekim'de birinci, 14 Kasım'da ikinci Viyana görüşmeleri izledi. Uluslararası Suriye Destek Grubu çatısı altında Türkiye'nin de dahil olduğu 17 ülkenin katılımıyla toplantıların üçüncüsü 18 Aralık'ta New York'ta yapıldı. Toplantılardan elde edilen sonuç, BMGK'da oylanarak, karara dönüştü.
Karara göre, BM ocak ayı başında Esed rejimi ile müzakereye oturacak muhaliflere davetiye gönderecek. Eş zamanlı olarak BM, ülkede ateşkes uygulanması için DAEŞ ve Nusra Cephesi dışındaki rejim ve silahlı muhaliflerle görüşecek. Ocak ayından itibaren 6 aylık geçiş sürecinin sonunda, yani Haziran 2016'da rejim ve muhalefetin karşılıklı rızasıyla tam yetkili geçiş hükümetinin kurulması gerekiyor. Dolayısıyla BMGK kararıyla Esed'in 2016 yılında da Suriye'deki varlığı garanti altına alınmış oldu.
Ilımlı muhalifler, New York toplantısı için hazırlık sürecinde, 9-10 Aralık'ta Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da bir araya gelerek Esed rejimiyle Cenevre Bildirisi çerçevesinde müzakere kararı da almıştı. Müzakere heyetinin başına ise Suriye'nin eski başkanlarından Riyad Hicab seçilmişti. Ancak Rusya rejimle müzakereleri yapacak heyette Moskova toplantılarına katılan, rejimle işbirliği yapan sözde muhaliflerin etkili olmasını istiyor.
Yeni yılda Suriye gündeminde, rejimle müzakere edecek muhalif heyetin belirlenmesi, müzakerelerin başlaması ve hazirana kadar geçiş hükümeti kurulması olacak. Ancak Rusya'nın BM üzerinden muhalifleri zayıflatma çabaları devam edecek. BM'nin ateşkes uygulama çabaları da gündemin bir diğer maddesini oluşturacak. Ancak, muhalif gruplar, ateşkes ilan etmek için Esed'in iktidardan ayrılmasının taahhüt altına alınmasını talep ediyor. Bu durumda muhaliflerden ateşkese katılmayanlar DAEŞ gibi "ortak düşman" gösterilme tehlikesiyle karşı karşıya.
2016'da PYD'nin Fırat'ın batısına geçme çabalarını da sürdürmesi bekleniyor.
FRANSA, 2016'YA TERÖR SALDIRILARININ GÖLGESİNDE GİRİYOR
Charlie Hebdo dergisine ocak ayında düzenlenen saldırıyla sarsılan ve kasım ayında bir kez daha terör eylemlerine sahne olan Fransa’da üç aylık olağanüstü hal kapsamında güvenlik önlemlerinin artırılacağı belirtiliyor. Terörle bağlantısı olan kişilerin vatandaşlıktan çıkarılmasını öngören yasa tasarısı şubatta mecliste görüşülecek.
Paris saldırılarından birkaç saat sonra Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande tarafından ilan edilen olağanüstü hal, meclise sunulan yasa tasarısı sonrası üç aya uzatılmıştı. Yasa, polise kanıt olmaksızın makul şüpheye dayanarak arama yapma ve kamu güvenliğini tehdit ettiği düşünülen kişileri ev hapsinde tutma hakkı tanıyor.
Ülkede bu yılki Charlie Hebdo ve 13 Kasım terör saldırıları, haziranda Fransa’nın ev sahipliği yapacağı EURO 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ilişkin güvenlik endişelerini de artırdı.
Terör saldırıları, Avrupa’daki sığınmacı krizi ve işsizlik gibi sorunlar, iktidardaki Sosyalist Parti’ye (PS) güveni azaltırken, bu durum oyların aşırı sağa yönelmesiyle sonuçlandı. Bu ay yapılan bölgesel seçimlerde de aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN), 6,8 milyon oy alarak geçen seçimlere göre halk desteğini 3’e katladı.
Fransa’da 2017 yılında düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi 2016’da siyasi partilerin adaylarını belirlemesi bekleniyor. Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin liderliğindeki Cumhuriyetçiler, 20 Kasım’da ön seçimle adayını belirleyecek. Son iki seçimi kazanan Sarkozy, cumhurbaşkanı adaylığı için elini güçlendirdi.
Cumhurbaşkanı Hollande ise ülkede işsizlik oranını düşüremediği takdirde tekrar aday olmayacağını açıklamıştı. Son kamuoyu yoklamaları, FN lideri Marine Le Pen’in cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu önde bitireceğini öngörüyor.
ABD, 2016'DA YENİ BAŞKANINI SEÇECEK
ABD'de 2016 yılında en önemli gündem maddesi başkanlık seçimleri olacak.
Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerin başkan adaylarının belirlemek için şubat ayından başlayarak ön seçimlerin yapılacağı ülkede, başkanlık koltuğuna kimin oturacağı 8 Kasım'da belli olacak.
Irak ve Suriye'de DAEŞ ile mücadelede uluslararası koalisyona başkanlık yapan ABD'de terörle mücadele konusu gelecek yıl da hem yönetimin gündeminde hem de başkan adaylarının kampanyalarında geniş yer bulacak.
Suriyeli mülteciler konusunda 2015'in son aylarında ülkede başlayan tartışmanın gelecek yıl da sürmesi bekleniyor. ABD yönetimi, gelecek yıl 10 bin Suriyeli mülteciyi ülkeye almaya hazırlanıyor.
Yönetimin geçen yıl İran ile vardığı anlaşma ve Küba ile ilişkileri normalleştirme kararlarının 2016'da yansımalarının olması öngörülüyor. Washington'ın İran'a yönelik yaptırımları kaldırılmaya başlaması, Küba'ya uygulanan ticari yaptırımları devam ettirirken ticari uçuşların başlamasına izin vermesi, beklentiler arasında yer alıyor.
ABD, Afganistan'daki asker sayısını gelecek yıl sonuna doğru azaltmayı planlıyor. ABD Başkanı Barack Obama, şu anda 9 bin 800 olan asker sayısını 2017 başında 5 bin 500'e indirmeyi planladıklarını açıklamıştı. Obama, böylelikle, daha önce belirttiği Afganistan'dan Amerikan askerlerini çekme planı başaramamış olacak ve konuyu bir sonraki başkana devredecek.
Güney Çin Denizi'nde Çin'in adacıklar oluşturmasına karşı çıkan Washington ile Pekin arasında zaman zaman artan gerilimin gelecek yıl da ABD açısından Asya'da öne çıkan konular arasında yer alması öngörülüyor.
Obama'nın ülkede yasa dışı şekilde yaşayan milyonlarca göçmenin yasal çerçeveye alınması konusunu, başkanlığı bitmeden çözmeye çalışması da beklenen gelişmeler arasında bulunuyor.
BM’DE YENİ DÖNEM
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un görev süresi 2016’da sona erecek. BM’nin 9. genel sekreteri, BMGK ve BM Genel Kurulu'nun yürüteceği süreç sonunda seçilecek. Seçim için kesin bir tarih bulunmuyor. BMGK'nın daimi üyelerinin bir aday üzerinde anlaşarak onay için BM Genel Kurulu'na göndermeleri gerekiyor.
BM Genel Sekreteri, teamüllere göre bölgesel gruplar arasında dönüşümlü olarak seçiliyor. Bu gruplar, Asya-Pasifik, Afrika, Doğu Avrupa ile Türkiye'nin de içinde bulunduğu Batı Avrupa ve Diğerleri ile Latin Amerika ve Karayipler.
Bu arada, 1 Ocak’ta BMGK'da Mısır, Japonya, Senegal, Ukrayna ve Uruguay olmak üzere beş yeni geçici üye iki yıl için göreve başlayacak. Çad, Şili, Ürdün, Nijerya ve Litvanya ise BMGK'dan ayrılacak.
BM Genel Kurulu 71. Dönem oturumları, 13 Eylül 2016’da başlayacak. Liderlerin katılımıyla gerçekleştirilecek Genel Kurul Genel Görüşmeleri ise 20 Eylül’de yapılacak.
ÇİN, TEK ÇOCUK POLİTİKASINA VEDA EDİYOR
Çin, 30 yılı aşkın süredir uyguladığı "tek çocuk politikası"nı yeni yılda resmen rafa kaldıracak. Yeni politika, ailelerin iki çocuk sahibi olmasına olanak tanıyor.
Çin'in Tayvan ile olan ilişkilerinde, iki tarafın liderlerinin kasım ayında Singapur'da yaptığı görüşme ile yeni bir sayfa açıldı. Ancak Tayvan'da yaklaşan seçimlerde Ma Ying-jeou'nun tekrar seçilmesi gündemde değil. Tayvan'ın gelecek liderlerinin kim olacağının, Çin-Tayvan ilişkilerinde gelecek adına nasıl bir yol izleneceğinde belirleyici olması bekleniyor.
ABD’nin Güneydoğu Asya’da giderek artan askeri varlığının, Çin'in Japonya, Vietnam ve Filipinler gibi bölge ülkeleriyle yaşadığı kıta sahanlığı problemlerine farklı bir boyut kazandıracağı ifade ediliyor.
Bu arada Çin, G20 Liderler Zirvesi’ne ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Zirve, kasım ayında ülkenin doğusundaki Cıciang eyaletinin başkenti Hangcou'da düzenlenecek.
ALMANYA'DA 2016'YA SIĞINMACI SORUNU DAMGASINI VURACAK
Özellikle Suriye’deki iç savaştan dolayı 2015’te Almanya’ya gelen sığınmacı sayısının 1 milyonu aşması ve bu akının 2016’da devam etmesi öngörülüyor. Bunun da ülkenin toplumsal yapısını kalıcı şekilde değiştirebileceği belirtiliyor.
Ülkeye gelen sığınmacıların büyük bir bölümünün sosyal yardım alacağına işaret eden uzmanlar, böylelikle ülkedeki ekonomik gelişmenin de yavaşlamasıyla, 2016’da düşük gelirliler arasında bölüşüm mücadelesinin başlayabileceği ve sığınmacı sayısının artmasıyla ülkedeki fakirlik oranın artabileceği uyarısında bulunuyor.
Bu gelişmeler ışığında ülkede ırkçı hareketlerin daha da artabileceği tehlikesi bulunuyor. Sığınmacı yurtlarına ve sığınmacılara yönelik saldırıların artması ülkedeki göçmenleri de tedirginliğe sürükleyebilir. Angela Merkel başbakanlığındaki Alman hükümetinin, sığınmacılara ilişkin halkın endişelerine cevaplar bulamaması durumunda “Almanya için Alternatif” gibi aşırı sağcı partilerin oylarını ülkenin değişik bölgelerinde eyalet sistemine geçilmesi ve ekonomik kalkınma öncelikleri bulunuyor.
Ülkedeki değişimlerin Arakanlı Müslümanlara etkisi ise hala belirsizliğini koruyor. Arakanlı Müslümanlara yönelik dışlayıcı politikanın, NLD döneminde de devam etmesi bekleniyor. Cunta rejimi tarafından tüm hakları ellerinden alınan Arakanlı Müslümanların sosyo-kültürel, dini ve ekonomik varlığının gelişme göstermesi mümkün gözükmüyor.
Tayland’da ise cunta rejimi 2016’da da varlığını sürdürecek. 2017’de seçime gidecek ülkede yeni anayasa çalışmalarının tamamlanması bekleniyor.
Kaynak: AA