Cumhuriyet yazarı Işıl Özgentürk: Türbanı fahişeler takardı
Z kuşağını anlattığı yazısında başörtülü ve başörtüsüz olarak kadınları ayıran Işıl Özgentürk, “Öğrencilerimden biliyorum, başlarını kapatan gencecik kızlara soruyorum: “Neden?” Kiminin babası istemiş, kimi kendiliğinden başını kapatmış. Ama türbanın nereden geldiğini bilmiyorlar. Kuran’da yazıp yazmadığını bilmiyorlar. Onlara türbanın Sümerlere dayandığını, bu uygarlıkta zengin ailelerin ilk kızlarını fahişelik görevi yapmaları için belli bir süre tapınaklara yollamak zorunda olduğunu anlatıyor, halk karıştırmasın diye de bu kızların başını örtmesinin zorunlu kılındığını söylüyorum.” şeklinde skandal ifadeler kullandı.
Özgentürk, yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı olarak atanan Mariam Kavakçı’nın sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğraflarla ilgili olarak da yorum yaptı. Özgentürk, “Cumhurbaşkanı’nın yeni danışmanı Mariam Kavakçı henüz yirmi yaşında bile değil ve Instagram’dan paylaştığı pozları insana yeni kuşak türbanlılar konusunda oldukça net bildirimler sunuyor ve bizim de ilgimizi çekmemesi olanaksız.” diye yazdı.
“DENİZ ÇAKIR’A YAPILANLARI GÖRÜNCE BİZİM DE HAKKIMIZ”
Oyuncu Deniz Çakır’ın başörtülü kızlarla arasında geçen gerginlik ve sonra olayın medyaya yansımasına da değinen Özgentürk, henüz yargıda olan konuyla ilgili olarak Deniz Çakır’a “kıyafetine göre insan belirleyecek olsaydık, senin AVM’de değil kerhanede olman gerekirdi’ sözlerinin söylendiğini ileri sürerek, bu ifadeleri kullananların başörtülü olduklarını bu sebeple kendilerinin de başörtülü Kavakçı için “Ne oluyor?” diye sorma hakkının doğduğunu yazdı.
AKILLARA DURGUNLUK VEREN HAKARET
Toplumsal kutuplaşmayı körükleyecek ifadeler kullanan Işıl Özgentürk, Mariam Kavakçı için “İyi ki danışman olmuş, böylece yeni kuşak türbanlılar hakkında birkaç söz söylememize fırsat tanıyor” diye sürdürdüğü yazısını başörtüsünün fahişelik yapanların ayırt edilmek için Sümerler’de kullanıldığı savıyla hakarete vardırdı. Özgentürk, şu skandal ifadeleri kullandı:
“Önce şunu söylemek mümkün, türban artık bir dini sembol değil daha çok bir moda enstrümanı. Öğrencilerimden biliyorum, başlarını kapatan gencecik kızlara soruyorum: “Neden?” Kiminin babası istemiş, kimi kendiliğinden başını kapatmış. Ama türbanın nereden geldiğini bilmiyorlar. Kuran’da yazıp yazmadığını bilmiyorlar. Onlara türbanın Sümerlere dayandığını, bu uygarlıkta zengin ailelerin ilk kızlarını fahişelik görevi yapmaları için belli bir süre tapınaklara yollamak zorunda olduğunu anlatıyor, halk karıştırmasın diye de bu kızların başını örtmesinin zorunlu kılındığını söylüyorum. İlk baş örtünme onlarda, ardından Yahudiler de bu geleneği değiştirerek almışlar ve kiliselerde yaşayan rahibelerin bu biçimde örtünmeleri herkes tarafından kabul edilmiş. Bu bilgiyi verdiğim için bana teşekkür edenler bile var.”