Ekonomi

Keşifle gaz ithalatını azaltmak Türkiye için 'büyük başarı'

 

Purdie, Amasra-1 kuyusundaki başarının Türkiye'nin talebin %99'unu oluşturan gaz ithalatına olan aşırı bağımlılığını hafifletmesine yardımcı olacağını ve düzenli olarak yılda 40 milyar doları aşan enerji ithalatı faturasına katkıda bulunacağını söyledi.

Resmi rakamlara göre, Amasra-1'deki rezervler, 2020-21'deki Karadeniz hacimlerini 540 bcm'ye getiriyor, bu da %100 geri kazanılırsa Türkiye'nin 12 yıllık mevcut gaz talebini karşılayacaktır.

Purdie, Türkiye'nin kendi sondaj gemileri tarafından dev Sakarya keşif ve yeni arama kuyularının değerlemesinin devam etmesiyle birlikte, Türkiye'nin Karadeniz kaynaklarının artmasının muhtemel olduğunu ve bunun sektör oyuncularının ilgisini çekeceğini söyledi.

"Son başarıdan tam olarak yararlanmak için Türkiye, stratejik odağını halihazırda keşfedilen hacimleri geliştirmeye kaydırmalı. Türkiye, Karadeniz'deki derin su alanlarının son derece ileriye dönük olduğunu kanıtladı. Diğer operatörler de muhtemelen ortak keşif için potansiyel bir yol açarak bunu fark ettiler. "dedi.

Purdie, Türkiye'nin Azerbaycan, İran ve Rusya'dan boru gazı ithalatını yenilerken daha güçlü pazarlık pozisyonunu öngörüyor ve bu da Türkiye'ye daha düşük fiyatlar, daha düşük hacimler ve daha fazla sözleşme esnekliği için daha fazla baskı yapma olanağı sağlıyor.

Türkiye, 2020'lerde yenilenmesi için petrole endeksli fiyatlandırma ve 2021'in sonuna kadar 20 milyar metreküp daha yenilenmesi gereken 40 milyar metreküpten fazla pahalı ithalat sözleşmesine sahip.

Bu, yakın ortak Azerbaycan ile Nisan ayında sona eren uzun vadeli bir sözleşmenin yenilenebilir olması için yapılan mevcut görüşmelerde zaten açıkça görülüyor.

Üretime başlamak için zorlu 2023 hedefine ulaşabilmek için stratejik odağın halihazırda keşfedilen hacimlerin geliştirilmesine odaklanması gerektiğini tavsiye etti.

"Bu, açık denizde - kuyular ve boru hatlarıyla - ve karada Filyos'taki gaz santrali sahasında tutarlı ilerleme anlamına geliyor. Aşamalı geliştirme planı artık net. Ancak ilk üretim için 2023 tarihi, daha küçük ölçekli Birinci Aşama'dan bile iddialı görünüyor. Bu kadar hızlandırılmış bir zaman çizelgesinde arz ödüllerini toplamak, siyasi ve ekonomik önemi ne olursa olsun, karmaşık ve pahalı olmaya devam ediyor."