7 yıl önce
Diyarbakırlı 32 yaşındaki F.K. için zor günler 12 yıl önce başladı.
Eşi ile evlendikten sonra geçimsizlik yaşamaya başlayan talihsiz kadın, ilk çocuğunu kucağına aldığında tüm sıkıntıların sona ereceğini umdu. Eşinin kendisine yönelik şiddeti çocuklarının doğmasından sonra da sona ermeyen F.K., 4 buçuk aylık hamileyken eşinden şiddet gördü ve çocuğunu düşürdü. Bu tarihten sonra psikolojik sorunlar yaşamaya başlayan kadın, çocuğu için eşinden boşanma davası açmadı. Aradan geçen zaman sonra ikinci çocuğunu da doğuran F.K., bir gün büyük çocuğunun hastalığı nedeniyle bir süre hastanede refakatçi olarak kaldı. Oğlunun taburcu olmasının ardından koşarak evine gelen genç kadın, gördüğü manzara karşısında şoka girdi. Kendi evinde başka bir kadın gören F.K., kadının, kendi eşinin karısı olduğunu söyleyince bunalıma girdi. Eşini arayıp durumu soran F.K., aldığı yanıtın ardından iki çocuğunu da alarak babasının evine gitmeye karar verdi.
ŞİDDET BABA EVİNDE DE DEVAM ETTİ
Olan biteni ailesine anlatan F.K., eşinden boşanmaya karar verdi. Babasının evinde de umduğunu bulamayan F.K., öz babasının şiddetlerine maruz kaldı. İlk günden bu yana babasının torunlarını yurda göndermek istemesi ve kızını başka biri ile evlendireceğini söylemesine daha fazla dayanamayan F.K., maddi durumu olmamasına rağmen başka bir eve taşınmak zorunda kaldı. Eşinden ve ailesinden gördüğü şiddetin izleri hayatına yansıyan F.K., çalışıp çocuklarına iyi bir gelecek kurmak için gecesini gündüzüne kattı.
Geçtiğimiz ay, babasının kapısına gelerek kardeşini sorması üzerine çıkan tartışmada öz babası tarafından iki yerinden bıçaklanan talihsiz kadın, ameliyata alındı. Taburcu edilmesinin ardından ilaçlarını alacak parası bile olmayan F.K., iki çocuğu ile tek gözlü bir evde yaşam savaşı veriyor.
AİLESİ KABUL ETMEDİ SIĞINMA EVİNE GİTTİ
Yaşadıkları ile ilgili İHA muhabirine açıklama yapan F.K., evlendikten iki yıl sonra hep işkence gördüğünü söyledi. 4 buçuk aylık hamileyken eşinin çocuğunu karnında öldürdüğünü belirten F.K., başından geçenleri şöyle anlattı:
“Kızarmış yağ döktü üzerime, onun hala izlerini taşıyorum. 12 yıl sürdü ardından ayrıldık. Bir süre sığınma evine gittim. Ailem çocuklardan dolayı beni kabul etmedi. Ya çocuklar ya biz dediler, ben de çocuklarımı bırakmadım. Eşimden kurtuldum dedim ama aile şiddeti görmeye başladım. Sürekli benim üzerime geliyorlardı. En son da babam beni bıçakladı. Seni evlendireceğiz dediler ben de kabul etmedim. Hastanede oğlumu yatırmıştık, taburcu oldu eve gittim ve bir kadın olduğunu gördüm. Sordum ’neden buradasın’ diye, o da bana ’sen kimsin’ dedi, ben ’eşiyim’ deyince o kadın da bana ’ben de eşiyim’ dedi. Aradım eşimi bana ’evlendim’ dedi. İki yıl boyunca hep sokaklarda kaldım. Bir gün ben çöpü atıyordum, biri seslendi kapının önünde. Arkamı dönmemle babam olduğunu gördüm ve kız kardeşimi sordu. Seni öldüreceğim dedi. Bıçak taşıdığını bilmiyordum, bana saldırdı iki yerimden bıçakladı. Komşular beni hastaneye kaldırdı. Şu an ben ameliyat oldum, doktor ilaç yazdı, şu an ilaçlarımı bile alamıyorum. Reçetem bende, birkaç eczaneye gittim borca bile vermediler. Çok sancım var. Çok zor durumdayım bana el uzatsınlar. Yardım istiyorum, çocuklarımla ben çok zor durumdayız. Biz kadınlara el uzatsınlar. Allah razı olsun komşular yardım ediyor. Böyle olmazsa çocuklarımı okutamam bile. Evimde hiçbir eşyam yok, ayda 400 lira nafaka alıyorum, onunla temel ihtiyaçlarımızı gideriyoruz. O da yetmiyor. Kadınlar kendilerini ezdirmesinler, ayaklarının üzerinde durabilsinler.”
İHA