6 yıl önce
Küçük Leyla nasıl öldü? Tüm Türkiye bu soruya yanıt ararken, Vali Süleyman Elban, otopsi raporundaki korkunç detayları açıkladı.
Ağrı'da kaybolan ve günler sonra cansız bedenine ulaşılan Leyla Aydemir bu sabah toprağa verilirken, Vali Süleyman Elban gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Vali Elban, Leyla'nın açlık nedeniyle öldüğünü, darp izi olmadığını, herhangi bir istismar emaresinin bulunmadığını söyledi. Vali Elban, gözaltı işlemi yapıldığını söyledi ve Leyla'nın kaçırıldığını belirtti.
Ağrı Valisi Süleyman Elban'ın açıklamaları şöyle:
"LEYLA'NIN ÖLÜM NEDENİ AÇ BIRAKILMA"
"Dün bulunduğu tarihten de zannediyoruz 2-3 gün öncesinde o derede suyun içine bırakılmış olduğu yönünde. Otopsi raporunda tespitler mevcut. Ölüm nedeni çocuğun 8 - 10 gün aç bırakılması nedeniyle, açlık nedeniyle ölmüş. Ve çocuğun cesedinde herhangi bir darp izi, yaralama izi mevcut değil. Yine o süre zarfında herhangi bir vahşi hayvan tarafından yaralanma söz konusu değil. Dün üzerinde görülen kırmızı izler, güneş yanığı olduğu tespit edildi. Çocukla ilgili herhangi bir istismar ya da tecavüz emaresi de yoktur.
Bu sabaha karşı yavrumuzun otopsisi tamamlandı. Aile de buranın gelenekleri gereği bekletilmeden defnedilme talebinde bulundu. Cenaze kendilerine teslim edildi ve sabah erken saatlerde de aile ve köylüler yavrumuzun cenazesini defnettiler.
Başımız sağ olsunve inşallah bu son kaybolan yavrumuz olur diye temenni ediyorum."
"KAÇIRILMA ŞÜPHESİ! GÖZALTI VAR"
Gazetecilerin gözaltıyla ilgili sorusuna Vali Elban, 'Var, bazı ipuçlarımız da var. Çalışmalar devam ediyor, savcılık olayın üzerinde çok yoğun bir değerlendirmesi var.' yanıtını verdi..
Gözaltı sayısıyla ilgili açıklama yapmayan Vali Elban, 'Kaçırılma mı, kayıp mı oldu' sorusuna ise 'Kaçırılma' yanıtını verdi.
KÜÇÜK LEYLA SESSİZ SEDASIZ TOPRAĞA VERİLDİ
Öte yandan Ağrı'da, Ramazan Bayramı'nın ilk günü olan 15 Haziran tarihinde kaybolan, dün, 18 gün sonra ise cesedi bulunan Leyla Aydemir'in cenazesi, sabahın erken saatlerinde gözyaşları arasında Bezirhane köyünde toprağa verildi.
Dün gece yarısı otopsi işlemleri için Erzurum Adli Tıp Kurumu'na getirilen Leya Aydemir'in cenazesi, yapılan otopsinin ardından saat 03.30'da amcası tarafından teslim alındı. Erzurum'dan ambulansla Ağrı Devlet Hastanesi Ek Binası'ndaki morga götürülen minik Leyla'nın cenazesi, burada annesi ve babası ile yakınları tarafından karşılandı. Bir saat kadar morgda bekleyen Leyla'nın cenazesi, Ağrı Belediyesi'ne ait cenaze nakil aracıyla alınarak, Ağrı kent merkezindeki baba evine getirildi.
BABA CENAZE TÖRENİ İSTEMEDİ
Cenazeyi karşılayan yakınları, gözyaşlarına boğuldu. Ardından cenaze, kaybolduğu merkeze 15 kilometre uzaklıktaki dedesi Zeki Aydemir'in yaşadığı Bezirhane köyüne götürüldü. Burada sabahın erken saatlerinde, minik Leyla'nın cenazesi gözyaşları ve ağıtlarla son yolculuğuna uğurlandı. Baba Nihat Aydemir'in bugün öğle yapılması planlanan cenaze için tören istemediğini belirtmesi üzerine, Leyla Aydemir'in sabah defnedildiği belirtildi.
KAHREDEN DETAYLAR
Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran- Nihat Aydemir çiftinin 3'ü erkek, 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla, Ramazan Bayramı'nın ilk günü merkeze 15 kilometre uzaklıktaki 300 nüfuslu Bezirhane Köyü'ne gitmişti. Aile, yakınlarıyla bayramlaştıktan sonra Nihat Aydemir'in babasının evine gelmişti.
15 DAKİKA SONRA DIŞARIYA ÇIKMIŞ FAKAT LEYLA'YI BULAMAMIŞLARDI
Aydemir çifti içeri girerken, Leyla, kapı önünde oynamaya başladı. Yaklaşık 15 dakika sonra dışarı çıkan çift, kızlarını bulamamıştı.
Leyla Aydemir'in kaybolması olayıyla ilgili Valilik tarafından kriz masası oluşturulmuş, 5 bin fotoğrafının çoğaltılarak il genelinde dağıtılmıştı. Leyla Aydemir'in aranaması sırasında ailesine sayısız ihbar telefonu gelmişti. Gelen ihbarları tek tek değerlendiren emniyet güçleri, küçük kızın, Mardin, Sivas ve Silivri'de görüldüğü iddialarının da asılsız olduğunu saptamıştı.
Leyla'dan kaybolduğunun 18'inci gününde, dün akşamüstü, acı haber geldi. Leyla'nın cansız bedeni, didik didik edilen Bezirhane Köyü'ne 2 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiine ot biçmek için giden bir köylü tarafından bulundu.
Acı haberi alan Leyla'nın ailesi, sinir krizi geçirdi, gözyaşlarına boğuldu. Cenazesinin hastaneye getirilmesinin ardından yakınları ve çok sayıda vatandaş hastaneye akın etti.
MAVİ BONCUKLU KOLYESİ BOYNUNDA BULUNDU
DHA'nın aktardığına göre; Leyla Aydemir'in cenazesi saat 23.40 sıralarında Erzurum Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Cenazeyle birlikte aileden sadece amcası Yusuf Aydemir geldi. Erzurum Adli Tıp Kurumu'na getirilen minik Leyla'nın naaşının otopsi işlemi 3,5 saat sürdü. Daha sonra Leyla'nın cenazesini taşıyan ambulans, memleketi Ağrı'ya hareket etti.
Görgü tanıklarının anlattıklarına göre çıplak halde bulunduğu belirtilen Leyla'nın üzerinde sadece fotoğraflarda boynunda takılı olan mavi boncuklu kolyesinin bulunduğu ifade edildi.
EYLÜL'ÜN BABASINDAN TAZİYE TELEFONU
Ankara'nın Polatlı İlçesi'nde kaybolduktan bir hafta sonra ölü olarak bulunan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'nın babası İbrahim Yağlıkara, Ağrı'da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan Leyla Aydemir'in babası Nihat Aydemir'i arayarak başsağılığı diledi.
Acılı baba İbrahim Yağlıkara, DHA muhabirine konuştu. Çocuğunu defnettikten sonra Türkiye'nin her yerinden insanların telefonla aradığını söyleyen Yağlıkara, "Sayın Başbakanımız aradı, başsağılığı diledi. Ayrıca Bursa Valimiz aradı. Her yerden tanımadığım yüzlerce telefon aldım. Çok sayıda CHP’li milletvekili ve kadın kollarından aradılar. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da taziye ziyaretine gelecek" dedi.
'İDAM İSTİYORUZ'
Baba Yağlıkara, Ağrı'da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan Leyla Aydemir olayının kendisini ve ailesini bir kez daha üzdüğünü belirterek, “Tüm Türkiye olduğu gibi bizde Leyla'nın ölü bulunmasına çok üzüldük. Yaşadığımız bu olay sonrası Leyla'nın ölü bulunması üzüntümüzü daha da arttırdı. Leyla'nın babasını bu sabah aradım, başsağlığı diledim. Sadece Türkiye değil, tüm dünya yaşanan bu iki olaya üzülüyor. Canilere devletimizin gerekeni yapmasını istiyorum, canımız yanıyor. Hem idam hem de kimyasal hadım olayının gerçekleşmesini Sayın Cumhurbaşkanımızdan istiyoruz" diye konuştu.
EYLÜL’ÜN CESEDİNE 8 GÜN SONRA ULAŞILMIŞTI
Bursa'da yaşayan İbrahim- Şerife Yağlıkara çiftçi, yaz tatili için memleketleri Ankara'nın Polatlı ilçesine bağlı Uzunbeyli Mahallesi'ne geldi. Yağlıkara çiftinin 3 çocuğundan en küçüğü Eylül, 22 Haziran Cuma günü öğle saatlerinde arkadaşlarıyla birlikte oyun oynamak için evden çıktı. En son evlerinin yanındaki yolda bisiklet sürerken görülen Eylül, dönmeyince ailesi, dışarı çıkarak, küçük kızı aramaya başladı. Arama çalışmalarından sonuç alınamayınca durum, jandarmaya bildirildi. İhbar üzerine köye çok sayıda asker ile AFAD ekibi ve özel ekip sevk edildi. 7 gün boyunca havadan ve karadan sürdürülen aramalara rağmen küçük kızın izine rastlanılmadı.
Olayla ilgili yürütülen çalışmalar kapsamında, Yağlıkara ailesinin gözaltına alınan komşusu Uğur K. tutuklandı. Uğur K.'nın el koyulan otomobilinde bulunan saç teli ile yıkandığı tespit edilen arka koltuklar ve paspaslar kriminal laboratuvarda incelendi. Eylül'ün yakınlarından alınan DNA örnekleriyle Koçyiğit'in aracının koltuğunun yıkanan bölümünde bulunan eldivendeki kan lekeleri ile saç telinin uyuştuğu saptandı.
DİKTİĞİ DİREĞİN DİBİNDE EYLÜL'ÜN CESEDİ BULUNDU
Köyde yaşayan çoban İzzet Bükülmez, geçtiğimiz Cuma günü, jandarmayı arayarak, tutuklanan Uğur K.’yı olay günü Yüzükbaşı yolu mevkisinde arabasıyla gördüğünü söyledi. Bunun üzerine ekipler, mahalleye 2 kilometre uzaklıktaki bölgede ceset arama köpeği ile çalışma başlattı. Aramalar sırasında köpeğin tepki vermesi üzerine, elektrik direğinin dibi kazılınca Eylül'ün cesedine ulaşıldı. Eylül, 30 Haziran'da köyünde toprağa verildi.
10 GÜNDÜR KONUŞMUYOR
Eylül'ün katil zanlısı Uğur K., tutuklu bulunduğu Sincan Kapalı Cezaevi'nde diğer mahkumlar tarafından linç edilme ihtimaline karşı tek kişilik hücrede tutuluyor. 10 gündür belirli aralıklarla sorguya alınan Uğur K.’nın tüm sorulara çelişkili yanıtlar verdiği belirtildi.