5 yıl önce
7 bölgeden oluşan, İspanya’nın başkenti Madrid, yalnız ülkenin değil Comunidad de Madrid bölgesinin de başkentidir. Sanat, moda, mimari, kültür ve spor zenginlikleri Madrid’i ziyaret etmek için başlıca sebeplerden. Sıcak ve son aşama neşeli insanoğlu olan İspanyol’ları tanımak ise gezinizin en keyifli kısmı olacaktır. Bu keyifli kent hakkında bilgi edindikten sonrasında Madrid uçak biletinizi derhal almak isteyeceksiniz.
“Madrid’de ne yapılır”, “Madrid gezilecek bölgeler nereler” sorularına geçmeden ilkin, “Madrid kaç günde gezilir” sorusuna yanıt vermek isterim. Madrid’deki gezilecek bölgeleri görmeniz için 3 gün ayırmanız kafi olacaktır fakat bu etkisi altına alan şehri görmenin en güzel yanı sokaklarında yitmek, ara sokaklarını keşfetmek, parklarında vakit geçirmek ve insanlarıyla söyleşi etmek, onları tanımak. Hal bu şekilde olunca benim size tavsiyem bir haftanızı ayırmanız ve doyasıya tadını çıkarmanız.
Güneşin kapısı, Puerta del Sol, Madrid’in turistlere de oluşturulan kapısı. Şehrin en hareketli meydanı ve gezinize adım atmak için de doğru adres. Bununla birlikte Madrid’in sembolü haline gelen çilek ağacı ve ayı heykeli, El Oso y El Madrano heykelini de bu meydanda görebilir, ülkedeki tüm uzaklıkların ölçülmesi sonucu “Sıfır Kilometre” (Kilometre Zero) kabul edilen taş plakanın önünde fotoğraf çektirebilirsiniz.
Gran Via
Gran Via Caddesi için Madrid’in kültür, sanat ve alışveriş sokağı demek yanlış olmaz. Tiyatro ve beyaz perde salonlarının yer almış olduğu cadde de birçok mağaza ve kafe de bulunmakta. Bu kafelerden birinde oturup önünüzden akan kalabalığı gözlemlemek ve cadde üstünde, sizi tarihte gezintiye çıkmış hissi yaşatan binaları izlemenin keyfini sürebilirsiniz. Gran Via caddesinin sonunda yer edinen AZOTEA teras bar ise benim favorim. Madrid’i kuşbakışı seyredebileceğiniz etkisi altına alan bir manzaraya haiz.
Plaza Mayor
Madrid’in meşhur zamanı meydanı Plaza Mayor’dayız. Eski zamanlarda ölüm cezasına çarptırılan suçluların idam edilmiş olduğu, boğa güreşi gösterilerinin, taç giyme törenlerinin yapıldığı meydan, günümüzde kutlamalara ev sahipliği yapmakta. Real Madrid takımının şampiyonluk kutlamalarına katılabilir, noel öncesi dönemde kurulan standlardan hediyeler alabilir, yılbaşı gecesi sabaha kadar devam eden eğlencelere şahit olabilirsiniz. Doğal olarak ki Plaza Mayor Meydanı yalnız kutlama zamanı ziyaret edilecek bir yer değil, günün her saati meydandaki kafelerde oturup sangrianızı içip, sokak sanatçılarını izlerken anın tadını yaşayabilirsiniz. Meydanın ortasında bulunan heykel ise Plaza Mayor’u inşa ettiren Kral III. Felipe’e ilişik.
Palacio Real de Madrid (Madrid Kraliyet Sarayı)
Avrupa’nın en büyük ve en lüks saraylarından olan Madrid Kraliyet Sarayı renkli mimarisiyle sizi adeta büyülüyor. Kraliyet ailesinin günlük yaşamını geçirmediği Palacio Real de Madrid yalnız resmi törenler için kullanılıyor. Kraliyet Sarayı’nın renkli odalarını ziyaretiniz esnasında İspanyol halkının renkli benliğinin geçmişten günümüze uzandığını fark ediyorsunuz.
Kraliyet Sarayı’nın derhal yanında bulunan Almudena Katedrali gotik mimarisiyle dikkat çekiyor. Yapımı 100 yıldan uzun devam eden katedralle ilgili en akılda kalan olaylardan birisi Prens Felipe’in düğününe ev sahipliği yapması.
Madrid’in en popüler parklarından olan Parque Del Retiro, sokak müzisyenlerinden kulağınıza gelen müziklerle ve rahat görüntüsüyle adımınızı attığınızda sizi içine alıyor. Parkın içinde bulunan El Estanque gölünde tekne gezisi yapabilir, bunun haricinde içini dışardan görebildiğiniz saydam saray Palacio de Cristal’i ziyaret edebilir, Palacio de Velazquez’de sergilenen koleksiyonları görebilirsiniz. Spor icra eden, bisiklete binen, paten kayan Madridlilere her adımınızda rastlayacaksınız.
El Retiro Park’a oldukça yakın olan Puerta de Alcala, Madrid şehrinin simgelerinden bir haline gelmiş. Şehrin simgesel kapısı olan bu yapı, yapıldığı dönemde Avrupa’nın en büyük kapısı olmakla popülerlik kazanmış. El Retiro’ya kadar gelmişken Alcala Kapısı’nın önünde de bir fotoğraf çektirmenizi tavsiye ederim.
Museo Del Prado, Madrid’de en oldukça ziyaret edilen yer olma ünvanıyla Madrid gezilecek bölgeler listenizde ilk sıralarda yer almayı hak ediyor. Paris’te bulunan Louvre Müzesini ziyaret eden İspanyol kraliçesinin bu müzeden oldukça etkilenmesi sonucu yapılmaya başlandığı da söylentiler içinde. Prado Müzesi koleksiyonu 8000’den fazla tablo, 5000 çizim, 2000 oymabaskı, 1000 para/madalya ve birçok heykel, mobilya ve eşyadan oluşmaktadır.
1983 yılına kadar hastane olarak kullanılan Reina Sofia çağdaş sanat müzesi, Picasso, Miro ve Dali için ayrı salonlara haiz. Picasso’nun Guernica’sını içinde barındaran müze, kesinlikle görülmesi ihtiyaç duyulan Madrid müzelerindendir. Ek olarak Reina Sofia Müzesinin birinci ve üçüncü katlarında geçici sergilere yer verilmektedir.
Madrid’de görülmesi ihtiyaç duyulan en mühim 3 müzeden sonuncusu Thyssen Bornemisza Müzesi. Sanat meraklısı iş adamı Baron Hans Heinrich Thyssen-Bornemisza'nın hususi koleksiyonunu barındıran müze mühim eserlere ev sahipliği yapmakta. Thyssen Bornemisza Müzesi mağazasında birbirinden garip ürünler bulabilirsiniz.
Madrid’in meşhur meydanlarından olan Plaza de Espana’nın ortasında, dünyanın en oldukça basılan romanlarından önde gelen Don Kişot’un yazarı, Cervantes’in anıtı bulunmaktadır. Anıtın önünde bronzdan meydana getirilen atının üstünde Don Kişot heykelini ve derhal yanında eşeğinin üstünde yaveri Sancho Panza figürünü görebilirsiniz. Arka planda ise Cervantes’in taştan yapılmış heykeli, sanki gururla eserini izliyor.
Haydi sizde şimdi Madrid uçak biletinizi alın ve İspanya’nın incisi Madrid’i gezmeye başlayın.